O kadar yoğun ve hızlı yaşadığımız bir zamandayız ki çoğu zaman anı yaşayamadan bir bakıyoruz ki günler, aylar geçiyor. Ve öyle bir noktaya geliyoruz ki ruhumuzu dinlendirmek, beynimizi rahatlatmak ve kendimize zaman ayırmaya ihtiyacımız oluyor. Aslında ruhumuzu dinlendirecek farklı aktiviteler bizim en büyük destekçimiz, meditasyon da bunlardan biri.
Meditasyon, bedenin kendi içsel aklının yeniden keşfedilmesinin bir yoludur. Binlerce yıldır uygulanan meditasyon, zihni sessizliğe zorlamak değil, zaten orada var olan sessizlik ve dinginliği bulmak ve onu yaşamımızın bir parçası kılmaktır. Her gün düzenli meditasyon yaparak, zihnimize ve bedenimize huzuru, sükuneti, sakinliği ve dinginliği kazandırabilir ve böylelikle kendimiz için daha çok sevgi, memnuniyet ve tatminle dolu bir hayat yaratabiliriz.
İşte bu özel anlara eşlik edecek bir fincan lezzetli çay da yıllar öncesinden itibaren meditasyonla yakın ilişkidedir. Nasıl ki çay gün boyu farklı anlarımıza eşlik ediyorsa, meditasyon yaparken de rahatlamamıza yardımcı olur. Dünyaca ünlü Avustralyalı şair Peter Altenberg “ruh banyosu” sözüyle aslında çay için en güzel tanımlamayı yapmıştır. Çay kendimiz ve etrafımızdakiler arasında bağ kurabilir. Gevşemeye yardımcı olur, sakinleştirir, anda kalmamıza yardımcı olur.
Gün içinde hepimiz birçok sefer çay içiyoruz ama çoğu zaman ne içtiğimizi bile fark etmeyecek kadar beynimiz dolu oluyor. Sevdiğimiz bir çay çeşidini belirlemek, onu demlemek, demlenmesini beklemek ve sonra keyifle içmek ve tüm bu süreç boyunca geçmişi ve geleceği düşünmemeye çalışarak, o andaki çay keyfinin tadını çıkarmaya çalışmak en kısa süreli meditasyonumuz olabilir aslında.
Çayınızı seçin, yudumlayın ve sizi rahatlatmasına izin verip keyfini çıkarın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder