Çay (Camellia Sinensis) bitkisi, ilk olarak milattan önce 2737 yılında, Çin'de medikal amaçlarla kullanılmaya başlanmıştır. Zaman ilerledikçe suyla bir araya gelerek lezzetli bir içeceğe dönüşmüştür. İlk içilebilir halde kullanılması milattan önce 10. yüzyıla denk geliyor. Suyla birlikte keşfedilmesi hakkındaki en yaygın efsane Çin tıbbının ve farmakolojinin babası olarak bilinen İmparator Shen Nung’unkidir. Hikayeye göre, birgün ağaç gölgesinde dinlenen ve her zaman sıcak su içen Shen Nung, birkaç bitki yaprağının sıcak su dolu kazana düştüğünü görür ve bu suyu içen Nung tadını lezzetli, canlandırıcı ve ferahlatıcı bulur.İ mparator bu içeceğin ordusuna dinçlik vererek dayanıklılığını arttırdığını görür ve kullanılmasını teşvik eder. Bu dönemde yayılan bu mistik içecek Çinli Budist rahiplerin meditasyonlarında yer almaya başlar. Bu rahiplerin Japonya’ya geçmesiyle içecek burada da yayılmaya başlar.
Ve böylece günlük bir içecek olarak çay dünyaya yayılmaya başladı.Bu dönemde İpek yolunda Ortadoğu’ya çay ve porselen de taşınıyordu. Ruslar 18.yüzyıla kadar develerle çayları ülkelerine taşıyorlardı. Sibirya demiryolundan sonra yılda 200-300 tren Japon çayını Rusya’ya taşıyordu. Çay, Avrupa’ya ise Portekiz ve Hollandalı tüccarlar sayesinde yayılır. Çay, Avrupa’da ilk 1559 da duyulur. 1650’ler de ise artık Çin porselen demlikleri Avrupa’dadır. O dönemde Avrupa’da ki içme suyu sıkıntıları yüzünden sadece kaynatılmış su yada bira tüketilmesi de çayın bu coğrafyaya yayılmasına katkı sağladı.18. yüzyıldan sonra Avrupa’da kahvelerin yanında büyük bir patlamaya geçen çay bahçeleri ise görünüş bakımından adeta şehirlerin içinde bir cennet gibilerdi. 19.yüzyılda artan talep üzerine çayın Hindistan’da da üretilmesi üzerine çay zenginlik belirten bir içecek olmaktan çıkıp halka yayıldı. Farklı dönemlerde yapılan ve yarım kalan denemelerin ardından 1935 yılında yurt gezisine çıkan Başbakan İsmet İnönü, Rize’ye geldiğinde çay üretimi için burada başlatılan girişimi görmüş ve konuya önem vererek Ankara Ziraat Fakültesi’nden bir heyeti bölgeye göndermiştir. Yapılan çalışmaların ardından 1938’de Rize Çay ve Fidanlıklar müdürlüğü yeniden faaliyete geçerek Türkiye’de ilk kez büyük çaplı kuru çay üretimine başlanılmıştır.
Her ülkeye farklı hikayelerle giriş yapan çay bitkisi kısa sürede farklı çay kültürleri ile en çok tercih edilen içeceklerden biri olarak hayatlarımızdaki yerini almıştır.
Hikayeler ve kültürler farklı olsa da bir fincan çayın verdiği keyif ve lezzet tüm kültürlerde ortak olsa gerek…
☕️ 🌿
**Kaynaklar:
*Okakura Kakuzo Çay Kitabı
*DR.PENNY STANWAY/ ÇAY MUCİZE GIDALAR
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder