5 Nisan 2021 Pazartesi

Çakralar ve Çayların Etkileri



İki kelimenin de sözlük anlamını bilenler, belki de nasıl birbirleriyle bir ilgisi olabilir ki diyebilir çakralar ve çayların. Bizce öncelikli olarak ortak noktaları ikisinin de ruhani ve felsefi dünyayla bağlantılı olması. Daha önceki yazılarımızda çayın felsefesine değinmiştik. Bu yazımızda da farklı kaynaklardan yardım alarak çakralar ve çaylardan biraz bahsedelim istiyoruz.

Çakralar, Sanskritçe döngü, girdap anlamına gelen, vücudumuzun 7 farklı kısmında bulunan enerji bölgelerinin, gökkuşağının 7 rengi ile sembolize edilen psikospiritüel ana bağlantı noktalarıdır. İnsan bedeninde, çakra olarak bilinen; yedi temel enerji merkezi bulunmaktadır. Bu enerji merkezleri; hormonal salgı bezleri ve büyük sinir ağlarının üzerinde bulunmaktadır. Çakraların aktive edilmesi yoga ile daha kolay ve daha sağlıklı olmaktadır. Yoga asanalar ve nefes teknikleri ile çakralar aktive edilir. Çakralar ne kadar açıksa, enerji akımı da o kadar fazladır ve kişi o kadar sağlıklıdır.

Çakraları açmak için neler yapılmalı diye araştırırken birçok yöntem öğrenebiliyoruz aslında. Ve bu yöntemlere eşlik eden hatta etkilerini arttıran rahatlatıcı, sakinleştirici, metabolizmayı güçlendirici, toksin atıcı çaylar tam da bu noktada çıkıyor karşımıza. Bitkiler aromaterapide de kullanıldığı gibi farklı etkileri ve özellikleri ile her zaman olduğu gibi çakralarımızın sağlıklı olarak çalışması için de bizlere yardımcı olabiliyor.

Çakralar için içilebilecek çayları araştırdığımız zaman aşağıdaki önerilerimizi sizinle paylaşmak istiyoruz .
1 Kök Çakra / Root Chakra / Muladhara
Birinci çakra olarak kabul edilen kök çakranın rengi kırmızıdır. İçgüdüler, güvenlik, hayatta kalma ve temel insani ihtiyaçlarla ilgilidir. Kırmızı renkli ve fiziksel enerji verecek çaylar tercih edilebilir. Rooibos çayını sade olarak ya da hibisküs,zencefil,tarçın veya kuru çilek ekleyerek içebilirsiniz.

2. Sakral Çakra / Sacral Chakra / Svadhishthana
İkinci çakra olarak kabul edilen sakral çakranın rengi turuncudur. Yaratıcılık, ilişkiler, şiddet, bağımlılık, temel duygusal ihtiyaçlar ve zevkler ile ilgilidir. Yeşil çayınızı mandalina, portakal kuruları, zencefil katarak içebilirsiniz.

3. Güneş Sinir Ağı / Solar Plexus / Manipura
Üçüncü çakra olarak kabul edilen Solar Plexus çakrasının rengi sarıdır. Metabolizma, sindirim sistemi, korku, heyecan, içe dönüş, temel ve karmaşık duygu değişimleri, özsaygı ve özgüven gibi konularla ilgilidir. Antioksidan oranı yüksek olan beyaz çay veya mate çayını sade olarak ya da limonotu, zencefil ile karıştırarak içebilirsiniz.

4. Kalp Çakrası / Heart Chakra / Anahata
Dördüncü çakra olarak kabul edilen kalp çakrasının rengi yeşildir. Merhamet, hassasiyet, koşulsuz sevgi, denge, reddetme ve refah duyguları ile ilişki içindedir. Bağışıklık sistemi, endokrin sistemi, kalp ve solunum yolları gibi konularla ilgilidir. Metabolizmamızı güçlendirmeye yardımcı olarak yeşil çayı, yasemin çiçekleri, gül yapraklarıyla birlikte içebiliriz.

5. Boğaz Çakrası / Thorat Chakra / Visuddha
Beşinci çakra olarak bilinen boğaz çakrasının rengi mavidir. Bu çakra, tiroid bezlerine paralel bir konumda, boğaz kısmında bulunur. Dinleme, konuşma, büyüme, kendini ifade etme gibi konularla ilgilidir. Ekinezyayı tek başına ya da beyaz çay veya yeşil çayımızı biraz lavanta veya papatya ile karıştırarak içebiliriz.

6. Üçüncü Göz / Third Eye / Ajna
Altıncı çakra olarak bilinen Üçüncü Göz’ün rengi çivit mavisidir. İki kaşın arasında, epifiz bezi ile ilişikte bir konumdadır. Kendini anlama, düşleme, algı, sezgi, durugörü gibi psişik konularla ilgilidir. Beyaz veya yeşil çayımızı kuru hindistancevizi parçaları, az miktarda vanilya çubuğu veya yasemin çiçekleriyle karıştırıp içebiliriz.

7. Taç Çakra / Crown Chakra / Sahasrara
Yedinci ve son ana çakra olan taç çakranın rengi menekşe morudur. Başımızın tepesindeki en yüksek ve orta noktada bulunur. Vücudun; beyin, kafatası, beyin zarı ve hipofiz bezi gibi kısımları ile ilişkidedir. Meditasyon çayı, beyaz çay ve gül veya lavanta karışımı gibi bizi rahatlatacak çayları tercih edebiliriz.

Tabi ki bu konuda uzman yorumlarını da öncelikle dikkate almamız gerekiyor. Çünkü çakralarımızın sağlıklı olabilmesi ve çalışabilmesi için önerilen tüm yöntemleri bir bütün olarak uygulayabilirsek daha olumlu sonuçlar elde edeceğimize inanıyoruz.

Güzel bir hafta dileğiyle

2 Nisan 2021 Cuma

TULSİ BİTKİSİNİ TANIYALIM

Tulsi bitkisi , nane, adaçayı, kekik, biberiye ve lavanta gibi aromatik çiçekli bitkilerin de üyesi olduğu Lamiaceae ailesinin bir parçasıdır.



“Tulsi”nin kelime anlamı “eşsiz bitki” şeklindedir. “Holy fesleğen”, “Tulasi” ve “Thulasi” adları ile de bilinir. Genelde “kutsal fesleğen” olarak anılır. Din ve manevi öneminden dolayı “kutsal”; baharatlı ot ve çalı ailesinden gelmesinden dolayı da “fesleğen” adıyla anılır. “Kutsal fesleğen” ismi, bitkinin Sanskrit adıdır.

Hint Yarımadası'na özgüdür. Ayrıca Güneydoğu Asya tropiklerinde ekili olarak yaygın bir bitkidir. Avrupa’nın tropikal bölgelerinde de yetiştirilir. Vahşi tropikal ortamlarda ot olarak büyüyebilir. Özellikle Hindistan'ın vahşi doğal ortamlarında yaygın olarak görülür.Ayurveda tıbbında 3000 yıldan fazladır kullanılmaktadır. Ayurveda sisteminde Tulsi “Yaşam İksiri” olarak adlandırılır ve birçok farklı sağlık sorunlarının tedavisinde yer alır. 

Tulsi’den en eski antik Sanskritçe Ayurveda metninde Charak Samhita’da bahsedilmiştir. Tulsi, M.Ö. 5000 yıllarında yazılmış olduğu tahmin edilen Rigveda’da (Sonsuz Bilgi Kitabı) da belirtilmiştir. Sanskritçe içindeki Tulsi, “karşılaştırılamaz” olan (benzerliği tolere etmeyen ya da buna izin vermeyen”) anlamına gelir. Tulsi, 300’den fazla Ayurveda ilacında kullanılır.

Antioksidan oranı yüksek olan Tulsi ,A ve C vitaminleri, kalsiyum, çinko, demir ve klorofil bakımından zengindir ve kafein içermez.

Tulsi; antioksidan, antibakteriyel, antienflamatuar ve analjezik özellikleri ile birçok tedavide olumlu etki sağlar. 

Tulsinin sağlığa faydalarının kaynağı, yapraklarında bulunan etken madde “eugenol”dür. Ayrıca anti-mikrobiyal özelliklere sahip “ursolik asit” ve “karvakrol” adlı maddeler de içerir.

Bitkiden yapılan geleneksel tıbbî ilaçlar, özellikle Hint Ayurvedik geleneğinde yaygındır. Günümüzde önemli bir adaptojen olarak bilinir; yani vücudun stresle başa çıkmasına yardımcı olur ve enerji verir.Modern araştırmalar, tulsinin antioksidan ve antienflamatuvar özellikte birçok bileşene sahip olduğunu göstermiştir.

Tulsi&Hibisküs karışımımız ile bu sihirli bitkiyi sitemizde bulabilirsiniz.



Kaynak : https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4296439/


Çayımızı Nasıl Demleyelim ?


Çoğumuzun vazgeçilmezidir bir fincan çay. Kimi zaman sohbetlere eşlik eder, kimi zaman da yalnızken kendimiz için verdiğimiz keyifli bir molaya ...


Peki lezzetli bir fincan çay için neler gereklidir.Öncelikle biz ☺️ Sonrasında su, çay, demlik, bardak , çok basit aslında. Ama bazı önemli noktalar var ki , onları uygularsak , tam anlamıyla lezzetli ve keyifli bir çay içebiliriz.Su neden önemlidir ? Nasıl olmasın ? Çay yapraklarıyla buluşur, onların tüm aromasını ve yararını suya vermesini sağlar.Suyumuzun güvenle içtiğimiz bir su olması yeterlidir.Günümüzde maalesef çoğu yerde çeşme suyunu kullanamıyoruz.Klor ve kireç çayın aromasını ve lezzetini tamamen değiştirir.Ama çeşme suyunu içme suyu olarak kullanabildiğiniz bir noktadaysanız tabi ki çeşme suyu da olur.Sonrasında suyun sıcaklığı önemlidir.Kaynatıp , demliyoruz diye düşünmeyin lütfen.Çay veya bitki yapraklarının bazı çeşitleri oldukça hassastır.Bu nedenle çok kaynar suyla demlemek , yaprakları yakmaktan başka bir işe yaramaz.Biz de sadece sıcak suyu içmiş oluruz.Hiçbir faydasından yararlanamadan.

Kaynayan su , oksijenini kaybeden sudur aslında.Ne kadar çok kaynarsa o kadar oksijensiz kalır.Siyah çay ve bitki çaylarını ısıtıcıda bir kere ısıttığımız su ile demleyebiliriz.Isıtıcıda bir kere kaynamış suyu, tekrar kaynatarak kullanmamalıyız.Beyaz çay , genç yeşil çay yaprakları ve Oolong çay çeşitlerini ise demlemek için en ideal su sıcaklığı 85 derecedir.Peki bunu nasıl ayarlayalım?Aslında günümüzde çok yaygın olarak kullanılan, suyun derecesini gösteren ısıtıcılar mevcut.Ama eğer yoksa , ısıtıcı hızlıca fokurdamaya başladığı zaman kendisi atmadan biz kapatırsak ideal dengeyi yakalamış oluruz.Ya da ısıtıcımız attıysa ağzı açık bir şekilde 6-7 dakika suyu bekletip, sonra kullanmalıyız.Demlemek için koyarken de suyu mümkün olduğunca yukarıdan dökerek , suyun hava ile temas ederek biraz oksijen kazanmasını sağlayabiliriz.

200 ml su ile bir tatlı kaşığı ya da yapraklı bir bitki ise bir tutam yeterli olacaktır.5-6 dakika demlenme süresinin ardından çayımız hazırdır.Kök bitkiler dışında ( çubuk tarçın, kök zencefil,kök zerdeçal gibi) hiçbir bitkiyi direkt ocakta kaynatmamalıyız.Hepsi için sıcak suda demleme yöntemi uygun olacaktır.Böylece hem sağlıklı hem lezzetli bir çay keyfi yapabiliriz.

Türk çayı için tavsiyemiz , eğer güvenilir ve tozsuz bir çay ise önceden çayınızı yıkamaya gerek yoktur.Kaynamış suyun üzerine kişi sayınıza ve damak tadınıza göre Türk çayınızı ilave edip,15 dk boyunca kısık ateşte demlenmesini beklerseniz, çok lezzetli bir çay içeceğinize emin olabilirsiniz.Maksimum yarım saat sonra artık çayınız tazeliğini yitirmeye başlayacaktır.

Eğer imkanımız var ise çay yapraklarının suyla özgürce buluşması için yaprakları sadece demliğin içine bırakıyoruz.5-6 dakika sonra süzüp keyifle içiyoruz.Ama mümkün değilse süzgü, süzgülü demlik, süzgülü bardak, french press, kağıt filtre gibi birçok malzeme ile demleyebiliriz çayımızı.

Çayın bize keyif, huzur, sağlık ve iyi enerji vereceğini düşünerek ve inanarak demlersek, işte o zaman tam bir çay keyfi olur hepimiz için.

Afiyet olsun 🍵