Keşfedildiği ilk günlerde biraz keyif biraz da dertlere deva olarak ilaç niyetine içillen çay yıllar geçtikçe tüm dünyaya yayılarak sıcak bir içecek olmanın ötesine geçmiştir. Önce Çinliler, daha sonra çayı onlardan altıncı yüzyılın sonuna doğru aldıkları söylenen Japonlar, kendi dini ritüellerine uygun düşen bir çay içme töresini geliştirmişler ve buna derin bir anlam yüklemişlerdir.
Çayla tanışan ülkeler zamanla kültürleri doğrultusunda kendilerine has çay kültürlerini oluşturmuşlardır. Mesela, Fransız kültüründe çay, uzun süre demlenmeden, ince porselen bir fincanda ikram edilir. Hafif içimli bir çayın yanında küçük bir çikolata, krokan veya pralin ikram edilir. İngilizler, Earl Grey çayını tercih ederler. Bu yoğun kokulu çay, bergamut esansı ile harmanlanarak hazırlanmaktadır. Bugün İngiltere de çat kapı gelen birine konukseverliğin işareti olarak bir fincan çay sunulur. İkindi vakti olan 'Beş Çayı' olarak adlandırılıp, Dünya'ya da armağan edilen küçük çay daveti, dostların bir araya gelmesi için düşünülmüş olup, Kral Edward döneminden beri devam etmektedir. Çay, birçok diğer şey gibi Çin'den Japonya'ya taşınmış ama Japonlar çay tarihini daha iyi belgelemiş, törenselliği derinleştirmiş ve onu da törensel yemek kültürlerine uygun olarak kendilerine has bir çay içme töresi haline getirmişlerdir. Japonlar çaya bir sanat olarak bakarlar. Diğer sanatlarda olduğu gibi çay sanatının da dönemleri ve ekolleri olmuştur. Kaynatma, Çırpma ve Demleme olmak üzere başlıca üç dönemden söz edilebilir. Günümüzde son ekolün ağırlığı hissedilmektedir. Moğolların çay içme biçimleri ise gerçekten çok şaşırtıcı, çaya biraz yağ, bir tutam tuz, biraz un ya da darı ekliyorlar. Rusya'da her öğün çay içilmesi bir gelenektir. Ruslar çaylarını semaverde demlerler, beyazlatılmamış şeker ve limon suyu ilave ederek içerler. Gerçek bir çay tiryakisi Rus çayına şeker atmaz, şekeri ağzına alarak çayını içer. Tibet po cha ya da tereyağlı çay, tuz ve Tibet öküzünün yağıyla birleştirilip servis edilir. Çay, acı bir tat elde etmek için saatlerce demlenir. Sonra tereyağı ve tuz ile karıştırılır. Nane ile yeşil çayın mükemmel kombinasyonu. Fas'ın daha doğrusu Kuzey Afrika'nın en popüler içeceğidir. Hong Kong'ta meşhur olan sütlü ve buzlu çay, çorap ya da ipek çorap çayı olarak da biliniyor. Şaka değil gerçekten adı bu şekilde tanınıyor, çünkü rengi ten rengi çoraba benziyor. Hazırlamak için kaliteli donmuş siyah çay ile, yoğunlaştırılmış sütü buzla beraber karıştırmak gerekiyor. Sütlü inci çayı ya da köpüklü çay, bütün dünyada doğa harikası bir şey haline geldi. Kökeni Tayvan'a dayanır. Soğuk ve ya sıcak servis edilebilir. Şeker şurubu ile tapyoka incilerinin pişirilmesiyle hazırlanır. Chai sadece Hindistan'a özel değil. Baharatlı ve kremalı masala çayı, Pakistan'da öğlen çayı olarak oldukça meşhur. Mısır, çay ithalatında ön sırayı tutuyor. Yaygın içeceklerinden biri tatlandırılmamış siyah çaydır. Hibiskus çayı genellikle düğünlerde ikram edilir. Moğolistan’da Suutei tsai geniş bir tavada süt ve tuz ile pişirilir. İştah açıcı bu çay, yaygın yemeklerle birlikte metal bir tasın içinde servis edilir.
Farklı kültürler, sunumlar ve lezzetler olsa da çayın birleştirici gücü tüm ülkelerde insanlara keyifli çay saatleri yaşatıyor.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder